Bütün bu kargaşanın içinde insan önce kendisini dinlemeyi unutuyor. O kadar ses var ki. Ve dikkatimiz, hepsinden haberdar olmak istememizle, o kadar serseme dönmüş ki. Sersemlik, özünde gücü yetmezlik. Daha fazlasına sahip olma isteğinin daha azının farkında olmakla sonuçlanması kaçınılmaz gibi. Çünkü gücün yetmiyor. Korkuyorum. Kendimin, bütün asl-ı haliyle kendimin, bu gürültü içinde giderek kaybolduğunu hissediyorum. Sırlarıma dokunamıyorum. Ki sırlarım da yaralarımın hemen altındadır. Yaralarımın inlemeleri kulağıma gelmiyor. Kulağım başka seslerin, başkalarının yaralarının, şehvetine kapıldı.
İnsan vicdanının dahi sesini duyamaz olur gürültülü zamanlarda. Vicdanın istediği bir sessizlik var. Bir parça kendi kendine kalman lazım. Fısıltıların duyulabilir olması gerek. Hatırlaman gereken şeyler var. Onun da insan olduğunu mesela. Sonra insanın da nasıl birşey olduğunu hatırlaman lazım. Çünkü herkesin konuştuğunu konuşurken insan tasavvurun da yerinden oynadı.
Sanıyorsun ki, insan, ilkelerden ve bu ilkelerin peşinde kurgulanmış hakikatlerden ibarettir. Bu yanlış. İnsan tastamam böyle değildir. Yahut da sanıyorsun ki, insan, menfaatlerden ve bu menfaatlerin peşinde kurgulanmış arzulardan ibarettir. Bu da yanlış. İnsan tastamam bu da değildir. İnsan ne birisidir ne de ötekidir. İnsan biraz ondan, biraz bundan, biraz şundan bir varlıktır. Asl-ı halini ortaya koyması için onun, bunun veya şunun kendi renkleriyle onu baskı altına almaması gerekir.
Melekî yanımız insan olduğumuzu unutturmamalı. Meleklere özenmek iyidir, ama melek olmak mümkün değildir. Yaratılışımızdan murad edilen de bu değildir. Biz ya onları geçeriz yahut da gerilerinde kalırız. Çünkü aynı kalamayız. Onlar kadar tastamam 'birşey' değiliz. Gelgitlerimiz var. Başka hiçbir sebep olmasa bile, sırf canımız onda kalmaktan sıkıldığı için, güzel şeyleri terkedebiliriz. İnsan ruhu, geliştiremediği/değiştiremediği zamanlarda, doğrunun kendisinden bile sıkılır. Demiyorum ki doğruluğunu inkar eder. Etmez elbette. Ama onda da kalamaz. Başkalık nefesi almak ister. Niye böyle oluyor? İnsan olmamızdan dolayı böyle oluyor. Ama işte bu da bir sır. Ve sırlarımız yaralarımızın hemen altında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder